22 Aralık 2012 Cumartesi

Film 32: Cloud Atlas


Filmin hızlı hızlı değişen sahnelerini, yakalayıp henüz anlamlandıramadan değişen repliklerini, aynı oyuncuların farklı farklı rollerde olmasını, değişik zamanlarda geçen ayrı hikayeleri takip etmek başta zor olsa da, ilk 10 dakikadan sonra bu hızlı tempo içerisinde taşlar yavaş yavaş yerine oturmaya başladı. 

Filmdeki altı hikaye, gerek konu gerekse karakterler açısından ayrı ayrı filmler çıkabilecek kadar sağlamdı. Bu hikayelerin tek bir filmde birleşmesi ve birbiri ile de yine aynı şekilde sağlam bağlantılar kurulmuş olması, filmi gayet tatmin edici kılmış.

"Herşey birbiri ile bağlantılıdır" mottasından yola çıkan filmde, hangi devirde olursa olsun toplumu etkileyen olguların değişmediğini, iyilik - kötülük, özgürlük - kölelik, zenginlik - fakirlik, toplum - birey gibi kavramların çatışmasının hep varolduğunu ve asıl önemli olanın ise her ne kadar bir bütünün parçaları olsak da bu bütünü değiştirmenin yine bireyden başladığının unutulmaması gerektiğini bir kez daha anımsatıyordu.

Tom Hanks, Halle Berry, Hugo Weaving, Susan Sarandon, Hugh Grant gibi pek çok ünlü oyuncunun olduğu filmin yönetmenleri ise Wachowski Kardeşler ile Tom Tykver. Kısacası, mutlaka izlenmeli...

Kitap 13: Ben / Anthem - Ayn Rand

Ayn Rand, en önem verdiği kavram olan BEN'i, ben kelimesinden hiç haberi olmayan bir topluluğun hikayesi üzerinden anlatmıştır. 

Zekice kullandığı birinci tekil şahıssız dil ile kendisine olan hayranlığım daha da arttı. 

Diğer kitaplarına göre bu sefer anlattıklarını oldukça kısa tutmuş ama yine de etkileyici olmayı başarmıştır.

The Fountainhead hakkındaki yorumum için;

The Fountainhead'den sonra okunması gereken Atlas Shrugged hakkındaki yorumum için;

Film 31:Ruby Sparks


Bir gün temiz bir sayfa uzatılıp idealinizdeki kişiyi yazmanız istense... Ardından da bu kişi tam da tarif ettiğiniz özellikleriyle hayatınıza girse... Yazmaya devam eder mi yoksa ilk istediğiniz halindeki gibi kalmasına izin verir misiniz?

Bu soruların cevabı için film izlenmeli ama benim cevabımı soracak olursanız; Sevdiğiniz birini değiştirmeye çalışıyorsanız sorun onda değil sizdedir. ;)

Film 30: Uzun Hikaye (2 kez)


Haksızlığa hiç mi hiç tahammülü olmayan Sosyalist Ali'nin, doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar misali kasabadan kasabaya taşınmak zorunda kalışı ama her nerede ve şartta olursa olsun ilkelerinden asla vazgeçmediğinin hikayesidir. 

“Paylaşmak sosyalistlikse sosyalistim! İlle de bir isim takacaksanız; haktan, eşitlikten, alınterinden yanayım!”


Sosyalist Ali'nin karşılaştığı tüm zorlukları geride bırakması, hep yeniden başlayabilme azmi ve disiplinine hayran oldum. Bir insanın gülümsemesi bu kadar can acıtır mı, trenlerin dumanları hep böyle bulut bulut mu ve neden hep insanlar bu kadar zalim gibi bir sürü soru kafamın içinde dolaştı durdu.  

- Trenle mi gideceğiz?.
- Tabi, bilmiyo musun bütün hikayeler trenle başlar.

.
Ayrıca aşkın, mutluluğun karmaşık formülasyonlardan ya da beklentilerden oluşmadığını aksine gayet sade ve çok değerli olduğunu naiflikle anlattı.

“Paltolar, ayakkabılar eskir; benim aşık olduğum, sen eskime!”


"Uzun Hikaye" deyip geçemeyeceğiniz, her anının keyfini çıkarmaktan memnuniyet ve mutluluk duyacağınız dört dörtlük bir film. 

"Kaderin yayı kurulu durur, vakti gelince boşalır."


Son olarak;

"Kitapların da kaderi vardır."